Kadın susuyordu.
Adam kadının susmasına anlam veremiyordu. Nasıl olsa herşeyi öğrenmemiş miydi? Şu anda ona bağırıp çağırıp, birşeyler fırlatması gerekmez miydi? Belki de öğrenmemişti. İçinde biraz da olsa bir umut yeşerdi adamın. Belki de öğrenmemişti kadın. '
'sorun ne sevgilim?'' diye fısıldadı adam. Kadın gözlerini kapattı ve acıyla dudaklarını birbirine bastırdı. Sanki, söylemek istemediği kelimelerin ağzından fırlamasından korkuyordu.''Hiç birşey.'' diye cevap verdi kadın. Sesinde ifadeye yer yoktu.
Adam onunla konuşma isteği duyuyordu şu an. İçini dökmek istiyordu. Avazı çıktığı kadar bağırmak istiyordu o anda.''Benim bir suçum yok sevgilim! beni o kışkırttı, o baştan çıkardı. Ben seni seviyorum. O benim için değersiz. İnan bana!'' Bu cümleleri adamın iç sesi avazı çıktığı kadar bağırıyordu içinde. Ama bir türlü dudaklarından dökülmenin yolunu bulamıyordu kelimeler..
Kadın biliyordu. Herşeyi biliyordu. Herşeyi. Nasıl yapabilmişti bunu ona?Sevdiği yegane adam, nasıl aşklarına ihanet edebilmişti? Şu an duyguları ikiye bölünmüştü kadının. Affetmek mi, terketmek mi şimdi yapılması gereken? Bilemiyordu. Düşünemiyordu. Sadece içinden deli gibi ağlamak geliyordu. Ama bunu bile beceremiyordu.Sevdiği adamın, onu en yakın arkadaşıyla aldattığını hissediyordu. İlk başta emin değildi hislerinden. Ama adam kendini ele vermişti işte. Belkide bilmediğini sanıyordu adam, ama biliyordu işte. Kadın biliyordu. Kanıt olmasa bile hissediyordu. Kadın hisseder öyle değil mi?
Beyni, ''Onu terket! ne yaptığını göremiyormusun!'' diye avaz avaz bağırırken, kalbi acıyla ona ''onu seviyorsun, kaybetmek istemiyorsun. Ne pahasına olsun.'' diye fısıldıyordu.Ve kadın susuyordu.
Adam dayanamayarak tekrar sordu ona ''Neden durgunsun sevgilim peki?''
Kadın cevap vermedi.
Adam kadının çenesinden tutup yüzünü kendi yüzüne doğru çevirdi. Gözlerini, gözlerine kilitledi.
''Neden bana eskisi gibi aşkla bakmıyorsun? Neden bu ellerinde artık ellerimi tutarken ki o sıcaklık yok? Neden o içimi ısıtan gülümsemeni göremiyorum artık dudaklarında?''
Adam kadını tam kalbinden vurmuştu. Kadının kalbine dokunmuştu sözleri. Ama kadın son kararını vermişti. Kendisini aldatan biriyle yapamazdı. İhaneti kabul edip susamazdı. Bunu kendine yediremezdi.
''Bitti...'' dedi kadın.
Adam ilk başta anlamıyormuş gibi baktı. Ama kadının gözlerindeki ifade herşeyi açıklıyordu aslında. Daha önce hiç görmediği bir ifadeydi bu. Acı, öfke, aşk, tutku. Hepsi bir aradaydı sanki ama tek şey söylüyordu gözleri: ''Bitti..''
''Ama seni seviyorum..'' dedi adam acıyla.
Kadın birşey demedi. İstese de konuşamıyordu zaten. Sanki boğazına iki el yapışmış, sıkıyordu. Konuşmasını bırak, nefes almasını bile engelliyordu sanki. Yutkunmak istiyordu ama yapamıyordu. ağlayamıyordu da.Ama tek şeyden emindi kadın: Hissettikleri doğruydu.
Adam yerinden kalktı. Kapıya yöneldi. Kapıyı açıp çıkacak ken arkasına dönüp kadına baktı.
Neden kendisini durdurmuyordu kadın?
Neden ona ''Gitme! seni seviyorum! herşeyi unutmaya hazırım, seni kaybetmek istemiyorum!'' diye yalvarmıyordu şu anda?
''Peki.. Hoşçakal..'' dedi adam.
Kadın susmaya devam etti.
Bu aslında tek bir kelimeye karşılıktı.
Herşeyi tek kelime anlatıyordu: ''Elveda''
Adam gitti..
Kadın susmaya devam etti...
*G.G.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder